Şub
25th

“Gelecekte Neler Olacak?”

Posted by TamamenAlintidir

Tunç Kılınç’ın Fikir Atolyesinde ki en son yazısını sizlerle paylaşmak istedim. Yazının yorum kısmına da fikir atolyesinde ki kendi yorumumu ekledim. Sizlerden de fikirlerinizi bekliyorum. Şimdi sizi Tunç Kılınç ile başbaşa bırakıyorum.

*****************************

Bilsek mi keşke? Yoksa şimdiki gibi bilmemek mi daha iyi?

Hangisi daha iyi bilmiyorum ama hayal etmek benimkisi. Falcılık değil de, öngörümüzü kullansak.

15-20 sene gibi kısa dönemde ortalama yaşam süresinin artacağı, gelişmiş ülkelerin nüfusunun azalmaya devam edeceği, A.B.D.’den sonra Çin ve Hindistan’ın dünyanın en büyük güçleri olacağı, Japonlar’ın düşüşe geçeceği, genç nüfusu ile Türkiye’nin en büyük ilk 15 ekonomiden biri olacağı gibi varsayımların ötesinde bir şeyler… 

Daha uzununu; yüz sene, hatta beşyüz sene sonrasının geleceğinde neler olacak?

Bunlar benim öngörülerim: 

Beynimize takılan internet bağlantılı bir çip ile;

- Google amca gibi motorlara sadece düşünerek “ara” demek artık yeterli.

- Cep telefonları bitiyor [Şuna sms at, bunu ara yok. İstemen yeterli. Yüksek sesle konuşmaya da gerek yok, düşünmek zaten bir yerde içinden konuşmak değil mi?]

- Yaşamsal fonksiyonların sürekli kontrolü, uyarı mekanizması [Doktorlar da uzaktan müdahale edebiliyor.]

- Unutmak artık tarih. Yüzler, isimler, numaralar, şakalar, olaylar…

- Yeni bir dil öğrenmek de o denli hızlı ve kolay.

- Güncel haberler anında hafızanızda. Neyin süzgeçe takılmasını istiyorsak onlar takılıyor sadece. [Süzgeç danışmanlığı diye bir meslek var artık!]

- Çözemediğiniz bir matematik problemi veya formül kalmıyor.

- Yazılan yeni bir kitap, çekilen yeni bir film satışa çıktığı an istersen sende!

Dünya nüfusunun [20 milyardan sonra] azalmasına önlem olarak klonlama ve diğer doğal olmayan çoğalma yöntemleri artık “doğal.” Erkekler de hamile kalıyor!

Anne karnının dışında, yapay ortamlarda da bebek sahibi olmak mümkün. Ancak bu sadece çok zenginler için mümkün. Dolayısıyla daha ekonomik olan ‘taşıyıcı annelik’ çok popüler bir meslek olmuş.

Genetikçiler ve teknoloji yeni bir tür varlık yaratıyor. İnsan desen değil, robot desen o da…

İnsan görünümlü [duygusal zekası da olan] robotlar ise yakın arkadaşlarımız. Yapay zekaları da bizdeki doğalından kuvvetli.

Her türlü organın yapayı ile nakli mümkün. DNA oynamaları ile bazı bozukluklar temelden gideriliyor. Sağlık sorunlarından ölüm kalmıyor.

Küresel ısınma gerçek. Yükselen sular bazı ülkeleri yok ediyor. Kuraklık ve kıtlık tüm beslenme alışkanlıklarını değiştiriyor. [Deniz suyunun arıtılma işlemi en yaygın sektörlerden biri.]

Doğal kaynakların yetmemesi bugünkü gibi doğal yiyecekleri bulmayı çok daha pahalı hale getiriyor. Beslenme için kendimizi [kabloyu elektrik prizine takar gibi] şarj edebileceğimiz tatsız tuzsuz mekanizmalar var.

Yaşam çok daha pahalı. Zengin daha zengin, fakir daha fakir ve sayıca daha çok.

Ülke sınırları kalmıyor. Milliyetçilik azalıyor, bitiyor belki de. Sanal sınırları ise dini inanışlar belirliyor. Yaygınlaşan yeni inanışlar ve din savaşları var.

Siber savaşlar devrede. Klasik anlamdaki savaşlar da değişmiş. Asker yok. Herşey uzaktan kumanda. Nükleer, biyolojik ve uzaya yerleştirilen silahlar devrede.

Denizler de kara parçaları gibi yaşam alanı. Üstü, dibi, ortası…

Petrol yok. Elektrik de. Yerine füzyon enerji kaynakları devrede. Herkes kendi enerjisini kendi üretiyor.

Fiziksel anlamda dolaşan para da artık yok. Her türlü alışveriş işlemi, elektronik olarak anında varlıklarımıza direkt ekleniyor veya çıkıyor.

İlk etapta arabalar tek kişilik, aynı zamanda uçuyor. Biz oto-pilot’u kapatmadığımız sürece kendi kendine gidiyor. Park yerleri evimizin içi.

Daha sonra fiziksel ulaşım bitiyor. Sanal 3D görüntümüz [beş duyumuzu da taşıyarak] anında istediğimiz yerde.

Ekranımızdan dünyanın her tarafını, sokakları, insanları canlı gözlemlemek mümkün. Safari fotografları çekmek için Afrika’ya gitmeye gerek yok.

Sadece göz ve kulağa hitap eden sinema, televizyon ve bilgisayarlar kalmadı. Koku, dokunma ve tad alma da işin içinde.

Sanal seks webcam önünde show yapmanın çok ötesinde. Giyilecek özel kıyafet ve yardımcı aletler yardımıyla gerçeği ile yarışır hale gelmiş durumda.

Geniş kitlelere konuşan reklamcılık bitmiş. Her mesaj kişiye özel.

Evrende yanlız olmadığımızı artık biliyoruz. İlk önce tanışma süreci! Sonra da bu gezegenlerdeki yaşamlara konuk oluyoruz. “Bu dünyadan taşınıyorum” lafı artık garipsenmiyor.

Sağ ve sol beynin dışında beynin başka tarafları da var artık. Rasyonel ve duygusal olmanın yanına, başka bir boyutun daha gelmesi demek belki de bu.

Işık hızından (300 bin km/sn.) daha hızlı bir şey bulunmalı [düşünce hızı belki.]

Evlilikler, şirket birleşme sözleşmeleri gibi yazılı anlaşmalara bağlansa da; aşk ise aynı aşk!

İlk aklıma gelenlerdi bunlar. Adı üstünde; varsayım sadece.

Gelecek eğer böyle olacaksa; tamam daha uzun yaşayacağız da, aldığımız nefesin kalitesi azalacak gibi. Yazdıkça da buruk bir tad oluştu bende. Bazı gelişmeler hoş gibi duruyor da, hiç olmasa sanki.

Geleceğe değil de, biz en iyisi geçmişe mi gitsek?

Neyse, ben asıl sizin öngörülerinizi merak ediyorum. İster on yıl sonrası, ister yüz, ister bin yıl. Gelecekte insanlığı sizce neler bekliyor?

http://www.fikiratolyesi.com/index.php/2008/02/25/gelecekte-neler-olacak

 

Files under Genel Yazılar


2 Responses to ““Gelecekte Neler Olacak?””

  1. By Dursun Ferikel on Şub 25, 2008 | Reply

    Gelecek yüzyıllarda internetin de etkisiyle bilgiler tamamen dezanformasyona uğrayacağından insanlık tarihi yalan yanlış bilgiler ile donatılacak. Herkesin farklı farklı tarih bilgisi, ahlak ve din anlayışı olacak. Bilim kurgu filmlerinin hemen hemen hepsinde gelecek yüzyıllarda karakterlerin hiç bir dine inanmadığını görürüz. Neden sorusunun cevabı çok da masum değildir aslında. Tabiki ateist arkadaşların buna tepkisi olacaktır ancak hiçbir bilim kurgu filminde hiç kimsenin hiçbir dine inanmaması ve tüm yönetmenlerin konuya böyle bakması enteresandır aslında, neyse…
    Son 5 yıldır inanılmaz bir şekilde her türlü bilgide beyin sulandırma ve kütüphanelerde ki yazılı bilgileri dezanfarmasyona uğratma çabası var. Bunun sonucu olarak da, ben en büyük değişimin geçmiş insanlık tarihi hakkında olacağını düşünüyorum. İnsanlar yıllar ilerledikçe!! geçmiş yıllar hakkında sırlar bulacaklar ve tarihten uzaklaştıkça yakınlaştıklarını düşüneceklerdir.
    Teknoloji mi? Son 20 yıl içinde katedilen yola bakılırsa hayal bile edemeyeceğimiz bir konuma gelecek commodore 64, amiga 500, 80886-286, 386, 486dx’lerden 2Gb’lık hardisklerin 4mb’lık ram’lerin olduğu günlerden, 4çekirdekli işlemciden 8gb ram’den, 1gb ekran kartından, tetrabyte hardisklerden bahsediyoruz bugünlerde hemde sadece 10yıl içinde. 10yıl sonra elimizdeki flash bellekler tetrabyte alırken, bilgisayarlardan klavyeler kalkacak, sesli ve düşünceli komutlarla bilgisayar yönetmeler başlayacaktır. Fifa serisi kask yardımıyla bize gerçek futbol sahasında oynuyormuşuz gibi gerçek 3 boyut sunacak hatta koşu bandı yardımıyla maç içinde gerçek koşular bile yapılabilecek… İşletim sistemleri 750Gb alana kurulacak. Arabalar otomatik pilotta gidebilecek, araçlar sinyalleri otomatik olarak kendisi verecek, Evlerimizin odaları yap boz gibi istenildiği gibi ayarlanabilecek duvarlar sürgülü olacak, güneş enerjisi ile şarj olan ve şarj derdi olmayan telefonlar olacak, istanbulda trafik sorunu bitecek çünkü tüm arabalar uç uca eklendiğinde yollar kapanacak:), savaşlar yine barış için yapılacak!!! yani aslında geçmişte olduğu gibi teknoloji hep ilerleyecek ama geçmiş tarih bir hayli değişecek. Tüm insanlığı inanılması istenilen tarihe inandıracaklar. Bugün bizim gördüklerimiz bildiklerimiz bizden sonraki kuşaklara böyle anlatılmayacak.
    Pozitif enerji dini dünyaya hakim olmaya başlayacak ve insanlık üretmeden sadece pozitif düşünceye kanalize edilmiş insan yığınlarıyla dolacak. Küresel ısınma ile ilgili de tahminlerim var ama anlamsız tartışmalara girmemek için onu geçiyorum. Herkesin kimlik kartı tüm bilgileri, paraları, sağlık bilgilerini içeren barcodlu bir kart olacak. Cep telefonları kimlik kartı gibi zorunlu hale getirilecek ve insanların hepsine köle gibi aranıldığında ulaşılma zorunluluğu getirilecek [bu çok abartı oldu galiba ]. Özgürlük bugünkünden daha kısıtlı olacak ama en iyi köle köle olduğunu bilmeyendir mantığında olacak özgürlük. Bundan dolayı herkes hür olduğu yanılgısı içinde aslında daha da köleleşecek.
    Offf ilerisi ne kadar da kötü gözüküyor buradan, Allah yardımcısı olsun gelecek nesillerin ne diyeyim

  2. By NAZMİ on Oca 28, 2010 | Reply

    altınçagdan sonra zaten önümüz kıyamet ne diyeyim kıyamet alametleri geldi zaten bence kıyamet altınçagdan sonra batacak

Yorum Yap